Kayıtlar

Fark Etmeden Suç Mu İşliyoruz?

Resim
          Bilmeden hata yapıyoruz. Bazen bu hatalar başımızı ağrıtabilir. Bu yaptıklarımız hata ile kalmayıp suç boyutuna varabilir. Düğün, nişan, eğlence ve cenaze törenlerinde hiçbir kişiden izin almadan elimize aldığımız telefon ile canlı yayınlara geçiyoruz, fotoğraflar çekiyoruz, videolar çekiyoruz ve paylaşmaya başlıyoruz. Öncelikle kanun maddelerini açıkça sizlere sunayım:           *Türk Ceza Kanunu madde 136'da açıkça "kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." demektedir.*           *Söz konusu suçun işlenmesi durumunda aynı zamanda Türk Ceza Kanunu madde 134 oluşabilmektedir. Bu maddeye göre "Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır. Kişilerin özel hayatına ilişkin gö

Peygamberimiz SAV neden ümmetinin çokluğu ile övüneceğini bildirdi?

Bildiğimiz üzere Peygamber Efedimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) " Evleniniz, çoğalınız, çünkü ben kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." (Beyhakî, VII/81) şeklindeki Hadis-i Şerif'i ile bizlerin evlenmesini ve neslimizin devamını ve çokluğumuzu istemiştir. Son dönemde gündeme gelen sars-2 yani Covid-19 ulusal adı ile sars cov-2 virüsü sebebi ile ölümlerin arttığı haberleri ile bizleri şokladılar, panik ve endişeye sevk ettiler. Bu virüs gelişmeleri ile birlikte aşılar, haplar, temizlik ürünleri (sözde dezenfektan, hava temizleyici spreyler vs) ile bizleri koruyacağını ilan eden ve arkasında olduğunu gördüğümüz ulusal güç (Yahudi ve Hristiyan'ların yönetimindeki firmalar) gerçekten bizi düşünüyorlar mı? Hiç sanmıyorum. En basitinden ilerleyerek gitmek istiyorum açıkçası... Covid-19 çıktığı zaman bize dezenfektanlar ile temiz kalabileceğimiz ve virüsün asla bulaşmayacağı gibi bir algı ile dezenfektanları bize satmaya başladılar. Tabi biz ne yaptık hemen

Bir Ramazan-ı Şerif başlangıcı idi...

 Dünyayı ne kadar seversek sevelim, gidecek tek yer var... İnsanlar dünyayı para ile eşdeğer şekilde sever, yani para mutlu edebilir, elinize değdiği zaman hafsalanızın almayacağı hayallere götürebilir. Ancak bilmeliyiz ki dünya bir han, biz birer yolcuyuz. Han'da önümüze gelen ne tabak bizim, ne içtiğimiz lezzetli şerbet, ne yemekler, ne de para, hepsi han'da kalacak. Bizim olan tek birşey var, o da midemize girecek olan lokmalar, ha sanmayın ki o baki kalacak, hayır o da han'dan çıkarken pislik olarak han'da kalacak. Ömür bitmeden oturup düşünme vaktidir. Allah'u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de yüzlerce ayetin sonunda affedici olduğunu bildiriyorsa bizden bir beklentisi vardır. Düşünün ki bize birisi yanlış bir iş yaptı, bizi dinlemedi, biz onu o kişi hiç özür dilemeden affeder miyiz? İşte Allah bizden özür bekliyor, yani ona secde etmemizi, oruç tutmanızı, paramız varsa gücümüz yeter ise hacca gitmemizi, zekat vermemizi, bunların yanında yetime, yoksula yardım et

İslamafobi mi? İslam düşmanı mı?

 Hayatımıza yeni kelimeler girdikçe tavrımız yumuşamaya başladı. İslamafobi diye bir tabir var artık. Manası itibari ile islam korkusu anlamına geliyor ancak eylem itibari ile islam düşmanlığı oluyor. İslamafobi deyince aa bak islamdan korkuyorlar ondan saldırıyorlar diye düşünüyor insan ve tavrı yumuşak oluyor. Oysa İslam düşmanı desek kükreyen aslan gibi olur bir Müslüman. İslamafobi ile İslam düşmanı arasındaki farkı eğer anlayamıyorsak hiçbir şekilde İslam savunucusu olamayız. Allah bize bir irade vermiş irademizi kefereyi memnun etmek için kullanacaksak zaten bizden Müslüman olmaz. Allah rızası için yaşayacaksak yaşayalım, yaşamayacaksak İslamı da Müslümanlığı da dilimize dolayıp basitleştirmeyelim.  selam ve dua ile...

Katılım Bankasından Ev, Araba Almak Caiz mi?

      Müslüman bir bireyin faizden kaçması kadar güzel bir şey yoktur. Hele ki faizin gırla kullanıldığı ve bu zamanda başka yol yok bahanesi ile en hassas olduğuna inandığımız müslüman kardeşlerimizin dahi olduğu günlerde biz yine hassasiyetimizi koruyup katılım bankalarını da araştırmaya ve caiz olup olmadığına bakmaya karar verdik. Tabi buna sebep olan düşüncemiz nedir? Tabi ki müslüman hiç  ev-araba  almasın mı? sorusuna cevap aramak.       İsmini vermeyelim bir katılım bankasına gittik ve devlet destekli bir katılım bankası, sorularımızı sorup ve gerçek anlamda hassasiyetli bir kurum olmasını temenni ettik. Çünkü derdimiz müslümanın da ev-araba almasına olanak sağlayacak bir kaynak bulmak istiyoruz. Sorularımızı sormaya başladık; Soru: Diğer faizli bankalardan farkı nedir ve ismi benzerliği olan banka ile bağı var mıdır?  -Diğer ismi benzer banka ile ilgisi yoktur, kuruluşu devlet destekli ve devlet hazinesine dayalı şekilde devlet tarafından kurulmuştur. Faizli bankalardan farkım

Hacca gitmek mi? Yetim giydirmek mi?

 Bir arkadaşımın paylaşımı üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim. Sürekli olarak Müslümanların ibadetleri üzerinden fakirin, garibanın açlığına vurgu yapılmakta ve bu vurgu ile vicdanları yaralayarak Allah'ın zengine farz kıldığı hac ibadetinden alıkoyma çalışması var."Umreye gitmesen de onun parası ile bir yetimi doyursan, Hacca gitmesen de bir gariban evine ekmek götüremiyor ona versen o parayı!" gibi söylemlerle Müslümanın ibadeti engellenmesi yerine, zengin yani İslam'a göre 80 gr altın veya karşılığında parası olan, sığırı, sürüsü olan kişilerden zekatlarını vermelerini istesek ki bu zekatlar onların parası, malı değil fakirin rızkıdır. Nitekim Allah'u Teala;*Hak teâlânın ihsan ettiği malın zekâtını vermeyenler, iyi ettiklerini, zengin kalacaklarını zannediyorlar. Hâlbuki kendilerine kötülük etmiş oluyorlar. O mallar Cehennemde azap aleti olacak, yılan şeklinde boyunlarına sarılıp baştan ayağa kadar onları sokacaktır. [Âl-i İmran 180]**Malı, parayı biriktiri

İDLİB'DE SIRADAN BİR GÜN

Resim